“Kamu Diplomasisi…” 04 MART 2010

Kamu Diplomasisi ile ilgili devletin yaptığı çalışmaları yakından izliyorum; çünkü bu konuyu çok önemsiyorum, doğru kullanıldığında kamu diplomasisi araçlarıyla yeni çağda stratejik başarılar elde etmenin daha kolay olacağına inanıyorum.

Kamu Diplomasisi, 2008 yılında Ali Babacan'ın Dışişleri Bakanlığı döneminde ilk kez gündeme geldi. Babacan, dış politikanın kamu ile iletişimi konusunda ciddi sıkıntılarının bulunduğunu belirterek, sorunun çözümü için "Kamu Diplomasisi Ajansı" kurmak istediklerini açıkladı. Hatta Ajansın altyapı çalışmalarını hazırladıklarını duyurdu. Babacan'ın kafasındaki Ajans, farklı enstrümanlarla (konferans, seminer, yayın vs.) Türkiye'nin dış politikasını dünya kamuoyuna anlatacaktı.

Babacan Dışişleri Bakanlığı'ndan ayrıldıktan sonra yerine gelen Ahmet Davutoğlu, "Kamu Diplomasisi ve İletişim" adıyla başka bir çalışma başlattı.

Şimdi Washington Büyükelçiliğine atanan dönemin Müsteşar yardımcısı Namık Tan, bu çalışmaları koordine etmekle görevlendirildi. Davutoğlu'nun kafasında kamu diplomasisi ile ilgili iki ayrı birim oluşturmak vardı; Bu birimlerden biri günlük işleri yürütürken diğeri ise stratejiyi belirleyecekti. Yurt dışındaki Büyükelçilik ve temsilciliklerimizde de sadece kamu diplomasisi alanından sorumlu olacak bir personel görevlendirilecekti.

Namık Tan, Ankara'dan ayrılıp Washington'a gittikten sonra Dışişleri Bakanlığı'nda kamu diplomasisi konusuyla kim ilgileniyor ve çalışmalar hangi aşamada doğrusu bilmiyorum ama Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir diplomatik kaynağın basına da yansıyan şu yorumunu, konunun beklemede tutulduğuna işaret olarak aktarmak istiyorum: "Dünya değişiyor biz de bu değişime ayak uydurmak zorundayız. Ancak Kamu Diplomasisi konusunda düşünülen hamleyi gerçekleştirebilmek için hem personele hem de finansmana ihtiyaç var. Bakanlığın şu anki imkanları bunları yapmak için yeterli değil..."

Dışişleri Bakanlığı'nın kamu diplomasisi serüveni bu şekilde belirsizliğini korurken, bu defa Başbakanlık makamı inisiyatif aldı; Başbakan Erdoğan imzasıyla Ocak ayı sonunda yayınlanan genelgede konunun önemine dikkat çekilerek, yeni bir yapılanmaya gidildiği duyuruldu:

"Kamu diplomasisi yöntemleriyle ülkemizin uluslararası kamuoyu nezdinde saygınlığının artırılmasına yönelik stratejilerin geliştirilerek, ülkemizin dış tanıtım faaliyetlerinin yürütülmesine ilişkin görevler, ilgili mevzuatla çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarına verilmiştir. Ancak, ülkesel ve bölgesel sorunların kolayca küresel bir boyut kazandığı günümüzde, özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, uluslararası alanda ortaya çıkan fırsatlar ve tehditler, kamu diplomasisi konusunda görevli kurumlar arasında daha etkin bir koordinasyonu, yakın işbirliğini ve hızlı karar alma süreçlerini zorunlu hale getirmiştir.

Bu itibarla, kamu diplomasisi alanında yürütülecek çalışmalar ile stratejik iletişim ve tanıtım faaliyetleri konusunda kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütleri arasında işbirliği ve koordinasyonu sağlamak amacıyla, bir Başbakan Başmüşaviri'nin uhdesinde Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün oluşturulması uygun görülmüştür. Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü'nün sekretarya hizmetleri Basın-Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilecektir..."

Devletin kamu diplomasisi alanında yaptığı çalışmaları yakından izleyen ve bu konunun mutlaka stratejik iletişim yönetimi perspektifinden ele alınması gerektiğini sürekli ifade eden biri olarak, mevcut tablo karşısında benim de cevabını bulmakta zorlandığım bazı sorular var:

* Dışişleri Bakanlığı neden üç yıldır gündeminde olan kamu diplomasisi konusunu sonuca bağlayamadı? Niçin böylesine önemli bir konu için yeterli maddi kaynak ve yetişmiş uzman temin edip sağlam bir altyapı kurarak, kamu diplomasisini çok boyutlu dış politika perspektifinin önemli bir parçası yapamadı?

* Dışişleri Bakanlığı bu konu üzerinde çalışırken, Başbakanlık niçin "Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü" kurma kararı aldı? Başbakanlık Başmüşavirine bağlı olarak çalışacak bu koordinatörlüğün ilgi alanları ve yetkileri nasıl belirlenecek, yapacağı çalışmalar Dışişleri Bakanlığı'nın yürüttüğü faaliyetlerden farklı mı olacak?

* Dışişleri Bakanlığı'nın kamu diplomasisi ile ilgili yürütüğü çalışmalar ne oldu? Yoksa çalışmalara son mu verildi, bundan sonra kamu diplomasisi faaliyetleri Başbakanlık makamından mı yürütülecek? Değilse, aynı konuda Bakanlık ile Başbakanlığın ayrı çalışmalar yürütmesi ne kadar mantıklı?

Yetkililerden bu soruların cevaplarını kamuoyunun daha fazla aydınlatılması ve kamu diplomasisi çalışmalarının geldiği noktayı öğrenmek için bekliyoruz.
HABERİN KAYNAĞI MİLLİ GAZETE