Dünya Basınında Bugün (25.02.2010)

ABD: Afganistan'da herkes taşın altına elini soklamalıdır.


Yayına Giriş: 25.02.2010 03:18:22
Güncelleme: 25.02.2010 03:18:22


International Herald Tribune gazetesi, NATO’nun yeni strateji arayışında olduğunu yazıyor. Gazetenin haberi şöyle devam ediyor.

Afganistan göreviyle ilgili giderek artan eleştiriler NATO’yu yeni strateji arayışlarına yöneltti.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in direktifiyle oluşturulan bir uzmanlar komisyonu yeni strateji önerileri geliştirecek.

NATO’nun Afganistan görevine uluslararası toplumun desteğinin son dönemde azaldığı belirtiliyor.

Afganistan’da sürekli artan sivil ölümleri bunda önemli bir etken.

İttifak’a yöneltilen en ciddi eleştiri, somut ve sağlam bir stratejisi olmadığı ve istenilen başarının bir türlü sağlanamadığı şeklinde.

Siyasi gözlemciler, NATO’nun yeterli başarısıyı sağlayamamasında hala 1999 yılında kabul edilen doktrinlerin kullanılmasının ve çağa ayak uyduramamasının önemli rol oynadığını belirtiyorlar.

Bu olumsuz tablo Genel Sekreter Anders Fogh Rasmussen’i yeni arayışlara itti. Rasmussen, Amerika Birleşik Devletleri eski dışişleri bakanlarından Madeleine Albright başkanlığındaki bir uzmanlar komisyonunu, NATO için yeni stratejiler geliştirmekle görevlendirdi.

Washington’da yapılan toplantılarda NATO’nun yeniden yapılandırılması tartışıldı.

"Savunma İttifakı" olarak kurulan NATO’nun öncelikli amacı, üye ülkelerin toprak bütünlüğünü güvence altına almaktı.

Ancak Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 21’inci yüzyılın gerçeklerinin, NATO’nun görev sahasını çok daha farklı bir hale getirdiğine vurguladı.

Clinton, günümüzdeki tehditlerin artık sınır tanımadığını belirterek terörizmden silah kaçakçılığına kadar ittifakın yeni görevler üstlenmesi gerektiğini bildirdi.

Clinton, NATO’nun şu anki imkanlarının son derece kısıtlı olduğunu kaydetti.

NATO ile Rusya arasında yaşanan gerginliklerin geçmişte kaldığına işaret eden Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı, "Rusya’nın, NATO’yu bir tehdit olarak görmesi için ortada hiçbir neden bulunmadığını" söyledi.

NATO’nun genişlemesinden Moskova’nın kaygılanmaması gerektiğini belirten Clinton, Rusya ile daha güçlü işbirliğine gitmek istediklerini bildirdi.

Amerika Birleşik Devletleri Savuma Bakanı Robert Gates ise savunma bütçelerine ayrılan payın sürekli azalmasından yakındı.

Afganistan’da son derece kapsamlı bir operasyon yürütüldüğünü vurgulayan Gates, NATO üyesi ülkelerin savunma bütçelerinin sürekli azaltılmasının bu durumla çeliştiğini söyledi.

Avrupa ülkelerinin bir yandan tam güvenlik ve sürekli barış isterken diğer yandan savunma harcamalarını sürekli kısmasının tam bir çelişki oluşturduğunu belirten Gates, üye ülkelerden ellerini taşın altına sokmasını beklediklerini vurguladı.

Robert Gates, ’’Afganistan operasyonu bazı şeylerin çok daha iyi görülmesine imkan sağladı. NATO çok daha fazla nakliye uçağına ve helikoptere ihtiyaç duyuyor. Bunu yıllarca söyledik ama kimse umursamadı, Afganistan’da yaşananlardan herkesin alacağı çok ders var’’ dedi.

NATO Genel Sekreteri Rasmussen ise Afganistan’da yaşanan sivil ölümlerden Taliban’ı sorumlu tuttu.

Rasmussen, "Taliban’ın kadınları, çocukları ve masum sivilleri çatı ya da pencerelerde ’canlı kalkan’ olarak kullandıklarını biliyoruz. Sivil ölümlerinin sorumlu ittifak değil Taliban’dır" şeklinde konuştu.

İngiltere Basını:

İngiliz basınında İngiltere ile Arjantin arasında gerilime yol açan Falkland Adaları konusundaki tartışmalar ana gündem maddesini oluşturuyor.

Times gazetesinin sürmanşeti özellikle dikkat çekiyor.

’’Falkland Adaları İngilizdir, İngiliz kalacak’’ başlığını atan gazete, hükümetin adalar konusunda hiçbir şekilde taviz vermemesi gerektiğini yazıyor.

Gazetede yer alan baş yazıda da konu ile ilgili şu görüşlere yer veriliyor:

Falkland Adaları İngiliz’dir ve İngiliz kalacaktır. Bu konuda en ufak bir taviz bile verilmemelidir.

Latin Amerika ve Karayip ülkeleri her zaman olduğu gibi bu kez de Arjantin’in yanında yer aldı ve konuyu Birleşmiş Milletler’e taşımaya çalışıyorlar.

Muhtemelen de İngiltere’nin Falkland adaları üzerindeki egemenlik hakları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda tartışmaya açılacak.

Bu adaların egemenliği İngiltere’ye aittir dolayısıyla adaların sadece 90 kilometre açığında petrol çıkarma çalışmaları yapma hakkına da İngiltere sahiptir.

Latin Amerika ülkeleri İngiltere’yi uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlayarak açıkca İngiltere’ye karşı cephe alıyorlar. Londra bu konuda gerekeni yapmalı ve uluslararası topluma haklılığını göstermelidir.

Rusya’da yayımlanan Pravda gazetesi de Falkland Adası konusundaki tartışmalara dış haberler sayfasında geniş şekilde yer vermiş.

Gazetede İngiltere ile Arjantin arasındaki gerilime ilişkin olarak şu görüşler yer buluyor:

"Falkland Adaları, 1982’de Arjantin ve İngiltere arasında savaşa sebep oldu. Arjantin on yıllardır bu adalar üzerinde hak iddia ediyordu. Müzakereler yıllarca sürdü ama sonuçsuz kaldı. Arjantin birlikleri sonunda Falkland ve Güney Georgia adalarını işgal etti ardından da savaş çıktı ve adaların egemenliği yeniden İngiltere’nin eline geçti. Şu an için ufukta Falkland adaları yüzünden yeni bir savaş çıkma ihtimali görünmüyor. Ancak bu kez durum biraz farklı çünkü Arjantin’de o dönemdeki gibi bir askeri cunta iktidarı yok artık. Mevcut demokratik rejim de Latin Amerika ülkelerinden tam destek görüyor"

Çin’de yayımlanan China Daily gazetesinde de Falkland Adaları tartışmaları yer alıyor. Gazetede şu görüşlere yer veriliyor.

Arjantin’in doğu kıyılarına 800 kilometre uzaklıktaki Falkland ya da İspanyolca’daki adıyla Malvinas takımadaları üzerinde yeniden fırtına bulutları dolaşıyor.

1982’deki savaşın ardından bir İngiliz petrol şirketinin bölgede sondaj çalışmalarına başlaması gerginlik yarattı.

Uzmanlar bölgede 400 milyon varil petrol bulunabileceğini tahmin ediyor.

Arjantin, Aralık ayında Falkland takımadalarının Arjantin topraklarının bir parçası olduğunu ilan eden bir yasa çıkarmış, İngiltere bu yasaya notayla tepki vermişti. Üç milyon kişinin yaşadığı adalar grubu, 1833 yılından bu yana İngiliz yönetimi altında bulunuyor.

Arjantin, İngiliz şirketin Falkland kıyılarında petrol aramaya başlamasını provokasyon olarak görüyor.

Arjantin yönetimi, İngiltere’yi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyeliğini kötüye kullanmakla suçluyor.

Ancak İngiltere de Falkland’daki egemenlik haklarında ısrarlı.

Hatta bazı muhafazakar İngiliz milletvekilleri açıkca Arjantin’i yeni bir savaşla tehdit etmek gerektiğini söylemekten bile çekinmiyor.

Falkland ya da Malvinas adalarıyla ilgili İngiltere ve Arjantin arasındaki kavga 19’uncu yüzyıl başlarında başladı.

1982 yılında Arjantin’de iktidardaki askeri cunta adaları işgal edince İngiltere ile savaş patlak verdi. Savaşta 750 Arjantinli, 255 İngiliz ve üç ada sakini yaşamını yitirdi, Arjantin birlikleri on haftalık savaşın ardından teslim oldu.

İki ülke arasında normal diplomatik ilişkiler ancak 1990 yılında yeniden kuruldu. Son gerginliğin o dönemdeki gibi bir savaşla sonuçlanmayacağı konusunda ise iki taraftan yorumcular da hemfikir.

HABER KAYNAĞINA GİTMEK İÇİN TIKLAYINIZ