"Tarih yeniden yazılıyor" 06 Mart 2010 Cumartesi 12:04

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nda (TUSKON) 3. Olağan Genel Kurul öncesinde işadamlarına seslendi.



Başbakan Erdoğan:

”Dünyanın her yerinde TUSKON var. Gelen misafirlerini evlerinde ağırladıklarını biliyorum milletim adına sizlere şükranlarımı sunuyorum. Türkiye sizin sayenizde tekrar ufukların efendisi oluyor. Yurt dışına gittiğimde Türk ürünlerini gördüğümde gurur duyuyorum.

Sizin karşılaştığınız her türlü sorun benim ve arkadaşlarımın meselesidir. Onun için buradayız. İş yaptıkları ülkelerde alacaklarını alamayan müteahhitin meselesi benim meselemdir. Yeni ticaret imkanlarını araştırmak benim meselemdir. Bunu dert edindiğimiz için Türkiye'yi bu sıralara taşıdık. Türkiye ekonomide iyi yerlere geldi ise tüm bu gayretlerin neticesinde oldu. Türkiye nereden nereye geldi. Dünyada turizm çöküyor ama bizde yükseliyor.

“Yalan yanlış bilgilerle bir ülkeye rota çizilemez”

Biz Türkiye'nin büyüklüğüne inandık ülkemize inandık ve bu sonuçlara ulaştık. Bundan sonra da kucaklayıcı olmaya devam edeceğiz. Dış politikayı kin nefret intikam üzerine bina edemezsin. Tarihte yaşananları yalan üzerine inşa edemezsiniz. Biz bu coğrafyada tarihin en büyük acıların yaşamış bir ülkeyiz.

Yaşanan acıların tarifi mümkün değildir. Bu ülkenin gençliği ülkesini ardında bırakıp yaban diyarlarında şehit düşerken burada kalanlar yağmacıların elinde büyük mezalim yaşadı. Elbette bu acıları unutmayacağız ama geleceği de bunlar üzerine inşa etmeyeceğiz.

“Türkiye’nin büyüklüğünü anlamayanlar, anlayacaklar”

Önceki gün ABD'de Ermeni tasarısı bir oyla kabul etti. Değişen ne oldu. Kimin yararına oldu. Şimdi tarih yeniden yazılıyor. Öyle bir senaryo oynandı ki komedi. Böyle bakarak geçmişin izini mi değiştirdi. Acaba o komiteden kaçı haritada Ermenistan'ın yerini gösterebilir. Böyle bir oy kullanma olur mu? Bunların kaç tanesi Osmanlı tarihini bilir. Siz el indirip kaldırıp tarihi yargılayacaksınız. Türkiye büyük bir ülkedir. Büyüklüğünü anlamayanlar anlayacaklardır. Biz dik durmaya devam edeceğiz. Kimse bizi yanlış politikalara kurban edemez ve o kararlar da biz bağlamaz. Bu ülke kabile devleti değildir. Türkiye farklıdır. Bu tür komedilere papuç bırakmayacak kadar sağlamdır. Bu karar Türkiye'ye zarar vermez ama ülke ilişkilerine zarar vermez. Kaybeden biz olmayız. Küçük düşünenler olur..."

“ Statükocu anlayışlar değişiyor”

Sadece yol değil hukuk otobanını da inşa etmek zorundayız. Sadece hızlı tren hattı döşemek yetmiyor. Demokrasiyi de hızlı bir yapıya kavuşturmak gerekiyor. Marmaray ile Pekin ile Londra'yı birbirine bağlıyoruz ama devlet ile millet kavuşturulmazsa sağlıklı toplum olamazsınız.

Siyasetin de trafik kazaları yapmayacağı bir yola kavuşması gerekiyor. Biz hükümet olarak 7,5 yıl bu anlayışla hareket ettik. Statükocu anlayışlar değişiyor. Ne diyorlar çoban ile profesörün oyu bir olamaz diyorlar. Ne diyorlar Anayasa'yı değiştiremez ve Cumhurbaşkanı seçemezsiniz diyorlar. Bu Meclis reform yapamaz diyorlar. Bir meclis bunu söyleyip savunabilir mi?

Seçim diye tutturdular. Referandum diyoruz ürküyorlar. Sandığı millete götürmekten korkuyorlar. Daha ortada bir şey yok Anayasa mahkemesine gideriz diyorlar. Bunlar reformun kendisine de karşılar statüko bunların genlerine işlemiş fakat biz hazırlıklarımız yapacağız. Tüm siyasi partilerle ve STK' larla yola çıkacağız. Olur ya da olmaz. Ama biz yola çıkacağız" şeklinde konuştu.

“İktidar hedefleri yok”

Erdoğan muhalafete ser çıkarak, "İlla seçime gidelim diyorlar eğer seçime gidelim deseniz inan kaçacak delil ararlar...

Bu çağ dışı zihniyet 3 Kasım’da da daha önce de milletten gereken cevabı almıştır. Sonuç olumlu da olumsuz da çıksa gelin millete gidelim. Bizim dönemimize kadar Türkiye'de ortalama hükümet süresi 16 ay daha seçimlere 17 ay var. Bunların İktidar hedefleri yok.

Ülkemizde güçler ayrılığı vardır. Yargıdaki bir başkanımızın yaptığı açıklama gerçekten beni üzmüştür. Ben değerli dostuma şunu anlatmak istiyorum. Bu ne yasal ne fiili uygulamalarla mümkün değil. Türkiye'de yasama da yürütme de yargı tarafından kuşatılmıştır.

Bu ülkede yargı ve yasama 411'in üzerinde ise siz yargının yürütme tarafından kuşatıldığından bahsedemezsiniz yargının fiziki kuşatması var diyemezsiniz" dedi.

HABERİN KAYNAĞI