En son konular
Mayıs 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | 4 | 5 | ||
6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 |
13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 |
20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 |
27 | 28 | 29 | 30 | 31 |
HAKKIMIZDA
HAYATIMIZ-ANKET FORMU
İnternet sektörünün
dinamik yapısı içinde
en iyi hizmeti en uygun
koşullarda sağlayabilmek
amacıyla altyapı çalışmalarına
büyük önem göstererek,
sektörde yenilik ve
teknoloji kullanımı
konusunda öncü olmayı
ilke edinen bir Bilişim,
Tasarım ve Yazılım
geliştiricisidir.
Bugün bulunduğu
konum itibariyle
HAYATIMIZ-ANKET FORMU
sorumluluk ve
yükümlülüklerinin
bilincindedir.
Kaliteyi ilke alan bir anlayışla
geleceğe daha güvenle
bakabilmekte ve
üstlendiği tüm projeleri
büyük başarılar
göstererek
sonuçlandırabilmektedir.
HAYATIMIZ-ANKET FORMU n
amacı bireysel ve kurumsal
müşterilerinin yaşamını
kolaylaştırmak,
tanıtımlarını en uygun-doğru
ve etkili şekilde yapmak,
yeni dünyalara
açılmalarını sağlamak,
bilgiye ulaşmada önlerine
çıkabilecek engelleri ortadan
kaldırmak, çağdaş dünyanın
en önemli iletişim ve
etkilişim aracı haline gelen
İnternet' te yapılabilecekler
konusunda onlara yol göstermek
ve yanlarında olmaktır.
HAYATIMIZ-ANKET FORMU
İnternet konusunda çok
geniş çalışma alanına,
hizmet ve ürün yelpazesine
sahip bir kuruluştur.
Bu hizmetler haber ,
yayın, anket ,forum ,video ,
magazin , gündelik haber ,
spor haberleri ,motor sporları,
web sayfalarının tasarım,
Datacenter,
reklam hizmetleri vb.
HAYATIMIZ-ANKET FORMU
evrak işleri başlıkları
altında toplanabilir.
Verdiğimiz
hizmetlerimizle ilgili daha
geniş bilgiyi ilgili konu
başlıkları altındaki
sayfalarımızdan edinebilirsiniz.Vah İstanbul vah
1 sayfadaki 1 sayfası
Vah İstanbul vah
Dülgerzade Camii'nin konumunu sinevizyonda fotoğraflar ve haritalar eşliğinde gösteren Mustafa Koç, caminin bulunduğu caddenin tarihteki öneminden ve cami çevresindeki yapıların Cumhuriyet sonrası İstanbul'unda nasıl tarumar edildiğinden bahsetti. Dülgerzade Camii İstanbul'un en kadim caddesi üzerinde bulunuyor. Bir imparatorluğun mimarisinin üçte biri yok oluyor günümüze kadar. Dülgerzade Camii bu yıkımdan nispeten kurtulabilmiş.
Yakup Öztürk (dunyabizim.com)
Türk Edebiyatı Vakfı'nın geleneksel hâle gelen "Çarşamba Sohbetleri"nin konuğu Doç. Dr. Mustafa Koç Kubbealtı Vakfı'nın Çemberlitaş'taki merkezinde "Değişen ve Kaybolan İstanbul" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Vakıf adına söz alan Cemal Aydın, Mustafa Koç'un yaptığı çalışmalardan Baleybelen'in adını anarak onun kültür hayatımızda ne derece önemli bir ilim adamı olduğuna dikkati çekti. Kendisini konuşturabilmek için binbir naza maruz kaldıklarından da bahsetti.
Cemal Aydın, Mustafa Koç'un tevazusundan dolayı bu türden konuşmalara kayıtsız kaldığına da değindi. Gerçekten, uzun süredir Mustafa Koç'u ne dergilerde görebiliyoruz ne de bir kitabının çıktığını işitiyoruz. 2006 yılında ardı ardına birçok eseri neşreden Mustafa Koç, belki bu konuşma vasıtasıyla 2010 içinde de peşpeşe eserler vereceğini duyurmuş oluyordur.
Mustafa Koç'u yakından tanıyanlar onun İstanbul'un derununa vakıf biri olduğunu hemencecik dillendireceklerdir. İstanbul hakkındaki araştırmalarını zamanla gün yüzüne çıkarmasını beklediğimiz Koç, "Değişen ve Kaybolan İstanbul" başlıklı konuşmasına başlarken bir İstanbul uzmanı olmadığını İstanbul'a farklı bir disiplin içinde yetişmiş biri olarak bakacağını söyledi. Dinleyicilerden de bunu dikkate almalarını istedi. Uzun yıllardır Fatih'te yaşadığını ve hergün birçok önemli tarihi eserin önünden geçtiğini, bu eserlerden birininse onun için araştırılmaya muhtaç olduğundan söz açarak konuşmasına başlayan Mustafa Koç, bu eserin de Dülgerzade Camii olduğunu söyledi. Biz de Dülgerzade Camii merkeze alınarak İstanbul'un mimari mirası üzerinde yapılan değişiklerin anlatıldığı konuşmadan satır başlarını ele aldık. Mustafa Koç, aslında İstanbul'un sufi ve dini hayatı üzerine çalışmalar yapmak niyetini koruyarak bu işe başlıyor. İstanbul'un bu türden hayatının öğrenilmesi istenildiğinde hangi kaynaklara yol alınması gerektiğini tespit ediyor. Bu eserlerin hiçbirisi matbu değil. Matbu belgelerin yanında birtakım kaynaklar belirleyen Mustafa Koç, bunların çok önemli arşiv kaynakları olduğundan söz açıyor. Bu yollu bilgilere ulaşmak için yol alacağımız ilk eserin Hüseyin Vassaf'ın elinden çıktığını ancak bu eserin tek taraflı bir bakış açısına hâkim olmasından dolayı yetersiz olduğunu düşünen Mustafa Koç, bu alanda en önemli kaynağın Meşahat Arşivi olduğunu söyledi. Sadece Osmanlı'nın değil imparatorluğun da mistik arşivinin orada saklı olduğunu belirtti. Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bu arşivin sadece iki defteri çalışılabilmiş. Şeyhlerin hayatları, ihtilafları, sürgünleri, münakaşaları ne aranırsa bu arşivde bulunabiliyormuş.
İkinci kaynak olarak bir şahsın hususi arşivini gösteren Mustafa Koç, bütün koleksiyonun özel bir arşivle muhafaza edildiğinden bahsetti. Üçüncü kaynak Cemaleddin Server Revnakoğlu arşivi. Üç yüz kusur dosyanın ihtiva edildiği bu arşiv, sigara kâğıtlarına bile notlar düşülerek toparlanmış. Koç, bu arşivdeki el yazısının okunmasının zorluğundan da söz açtı. Üstelik tasnif edilmemiş. Dördüncüsü Süheyl Ünver, beşincisi ise Konyalı arşiviymiş. Konyalı arşivinde onbinlerce fotoğraf olduğunu belirtti. Son olarak Muallim Naci arşivini dillendirdi.
Eski İstanbul'dan kareler
Bütün bu arşivlerin düzensiz, okunmasının zor ve işlenmemiş olmalarından da bahsetti, Mustafa Koç. İstanbul'un dini ve sufi hayatı üzerine çalışmalarda bulunan Mustafa Koç'un bu konuşması çalışmasının bir bölümü olan Dülgerzade Camii'ne ayrılmış. Koç, konuşmasında bu ayrımın üzerinde özellikle durmadı ancak camii etrafında verdiği malumat dinleyicileri böyle bir düşünceye götürüyordu. Dülgerzade Camii'nin konumunu sinevizyonda fotoğraflar ve haritalar eşliğinde gösteren Mustafa Koç, caminin bulunduğu caddenin tarihteki öneminden ve cami çevresindeki yapıların Cumhuriyet sonrası İstanbul'unda nasıl tarumar edildiğinden bahsetti. Dülgerzade Camii İstanbul'un en kadim caddesi üzerinde bulunuyor. Bu cadde Ayasofya'dan başlayıp, Edirnekapı'da son buluyor. Bugünkü tramvay yolundan farklı olarak. Beyazıt'tan sonra cadde aslında Vezneciler'den devam ediyormuş. Fatih Camii'nin avlusundan geçiyormuş. Bir imparatorluğun mimarisinin üçte biri yok oluyor günümüze kadar. Dülgerzade Camii bu yıkımdan nispeten kurtulabilmiş.
Bu caddenin birçok özelliği bulunuyor. En başta ilim caddesi olarak kültür hayatımızda önemli bir yere denk geliyor bu cadde. Ondan fazla medrese adı sayıyor Mustafa Koç, bu cadde üzerinde bulunan. Birçoğu kalmamış tabii bu medreselerin. Sonra ticaret caddesiymiş. Kapalıçarşı ve Saraçhane oranın bir ticaret merkezi olduğuna işaret. Saraçhane, Osmanlı ordusundaki bütün atların savaşa çıkılmadan önce bakımlarının yapıldığı yermiş. Bu yönüyle de caddenin askeri bir cadde olduğunu söylüyor. Bunları saydıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının yapıldığı bölgeye ve bu bina yapımı sırasında yok edilen tarihi yapılardan söz açan Mustafa Koç, yine fotoğraflar eşliğinde ortadan kaldırılan kurumları saydı. 1950'lerde İstanbul'un en güzel medresesi, belediye binasının olduğu bölgeden, çevrenin estetiğini bozuyor iddiasıyla yok edilmiş. Bugün Fatih'in heykelinin bulunduğu meydanda Firuzağa Camii bulunuyormuş. Ayazağa Camii, Karagöz Mescidi, Haşim Paşa Konağı, Haydarhane Tekkesi, Abdülhalim Medresesi de bu yıkımdan nasibini alıyor. Bunların hemen sırasındaki Amcazade Külliyesi şükür ki kurtarılabiliyor. Acemoğlu Hamamı da durmasına rağmen kimse tarafından fark edilemiyor çünkü önünde bir duvar bulunuyor... Bunların hemen yanında da konuşmanın kahramanı Dülgerzade Camii geliyor. Dülgerzade Camii'nin önceki haliyle ilgili fotoğraflar gösterdi Mustafa Koç. Bu birkaç fotoğraf sayesinde nelerin bir anda yok edilebildiğine değindi. Mesela fotoğrafta yer alan bir su terazisinden dolayı bunların ne işe yaradığını anlattı. Eski İstanbul'da bunlardan çokça varmış. Suyun dengesi ve havalandırılması için kullanılıyormuş.
Mezar taşlarındaki tarih
Caminin haziresinden baninin mezar taşını okuyan Koç, mezar taşlarında geçen hoca ifadesinin bildiğimiz manada sadece hoca anlamına gelmediğini söyledi. Hoca aynı zamanda tüccar demekmiş. Mezar taşına bakılmadan bir mimari yapının çalışılmaması gerektiğine değinen Koç, bu caminin mezar taşını okuyarak banisinin Dülgerzade Hoca Mehmed değil Hoca Ahmed olduğunu kendisinin ortaya çıkardığından bahsetti. Dülger çatı aktaran kişi anlamına geliyormuş. Aile aslen Karamanlı. Karaman'dan İstanbul'a gelmişler. Ailenin bir kısmı Üsküp'e göçmüş. Dülgerzade ailesinden şairler çıkmış. 16. yüzyılda Üsküplü diye anılıyorlar. Bunlardan sonra camiyi kimlerin mescide çevirdiğini, ilk şeyhlerinin kimler olduğunu, caminin tekke kısmının bugün tuvalet olarak kullanıldığını da anlattı. Caminin önceleri mescid olarak inşa edildiğini, bir kısım yangınlar geçirdiğini, tekke kanunu çıktıktan sonra da kapatıldığını söyledi.
Aralarda ek bilgiler de veren Mustafa Koç, bugün Millet Kütüphanesi'nin yanındaki Saray Muhallebicisi'nin bulunduğu binanın dördüncü katında bir zamanlar Halil Paşa Camii'nin kubbesinin bulunduğunu orada zikirler çekildiğini hatırlattı. Bugün oranın düğün salonu olarak kullanıldığını söylemeyi de ihmal etmedi. İstanbul'daki eski mezar taşlarının birçoklarının taşımayla bugünkü yerlerinde olduklarından da bahseden Koç, altlarında cenaze olmadığını söyledi. Bir külliyenin haziresindeki mezar taşlarının araştırmalar sırasında yanıltıcı olabileceğini söyledi. Mustafa Koç, zamanın darlığından dolayı konuşacaklarının sadece giriş kısmını anlatabildiğini söyledi. Biz de buraya kadar dinlediklerimizle iktifa etmek durumunda kaldık. Mustafa Koç, Osmanlı kültürüne ve eski yazma eserlerine vukufiyetiyle biliniyor. Bize de onun yazdıklarını, konuşmalarını takip ederek istifade etmek düşüyor.
Yakup Öztürk (dunyabizim.com)
Türk Edebiyatı Vakfı'nın geleneksel hâle gelen "Çarşamba Sohbetleri"nin konuğu Doç. Dr. Mustafa Koç Kubbealtı Vakfı'nın Çemberlitaş'taki merkezinde "Değişen ve Kaybolan İstanbul" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Vakıf adına söz alan Cemal Aydın, Mustafa Koç'un yaptığı çalışmalardan Baleybelen'in adını anarak onun kültür hayatımızda ne derece önemli bir ilim adamı olduğuna dikkati çekti. Kendisini konuşturabilmek için binbir naza maruz kaldıklarından da bahsetti.
Cemal Aydın, Mustafa Koç'un tevazusundan dolayı bu türden konuşmalara kayıtsız kaldığına da değindi. Gerçekten, uzun süredir Mustafa Koç'u ne dergilerde görebiliyoruz ne de bir kitabının çıktığını işitiyoruz. 2006 yılında ardı ardına birçok eseri neşreden Mustafa Koç, belki bu konuşma vasıtasıyla 2010 içinde de peşpeşe eserler vereceğini duyurmuş oluyordur.
Mustafa Koç'u yakından tanıyanlar onun İstanbul'un derununa vakıf biri olduğunu hemencecik dillendireceklerdir. İstanbul hakkındaki araştırmalarını zamanla gün yüzüne çıkarmasını beklediğimiz Koç, "Değişen ve Kaybolan İstanbul" başlıklı konuşmasına başlarken bir İstanbul uzmanı olmadığını İstanbul'a farklı bir disiplin içinde yetişmiş biri olarak bakacağını söyledi. Dinleyicilerden de bunu dikkate almalarını istedi. Uzun yıllardır Fatih'te yaşadığını ve hergün birçok önemli tarihi eserin önünden geçtiğini, bu eserlerden birininse onun için araştırılmaya muhtaç olduğundan söz açarak konuşmasına başlayan Mustafa Koç, bu eserin de Dülgerzade Camii olduğunu söyledi. Biz de Dülgerzade Camii merkeze alınarak İstanbul'un mimari mirası üzerinde yapılan değişiklerin anlatıldığı konuşmadan satır başlarını ele aldık. Mustafa Koç, aslında İstanbul'un sufi ve dini hayatı üzerine çalışmalar yapmak niyetini koruyarak bu işe başlıyor. İstanbul'un bu türden hayatının öğrenilmesi istenildiğinde hangi kaynaklara yol alınması gerektiğini tespit ediyor. Bu eserlerin hiçbirisi matbu değil. Matbu belgelerin yanında birtakım kaynaklar belirleyen Mustafa Koç, bunların çok önemli arşiv kaynakları olduğundan söz açıyor. Bu yollu bilgilere ulaşmak için yol alacağımız ilk eserin Hüseyin Vassaf'ın elinden çıktığını ancak bu eserin tek taraflı bir bakış açısına hâkim olmasından dolayı yetersiz olduğunu düşünen Mustafa Koç, bu alanda en önemli kaynağın Meşahat Arşivi olduğunu söyledi. Sadece Osmanlı'nın değil imparatorluğun da mistik arşivinin orada saklı olduğunu belirtti. Süleymaniye Kütüphanesi'nde bulunan bu arşivin sadece iki defteri çalışılabilmiş. Şeyhlerin hayatları, ihtilafları, sürgünleri, münakaşaları ne aranırsa bu arşivde bulunabiliyormuş.
İkinci kaynak olarak bir şahsın hususi arşivini gösteren Mustafa Koç, bütün koleksiyonun özel bir arşivle muhafaza edildiğinden bahsetti. Üçüncü kaynak Cemaleddin Server Revnakoğlu arşivi. Üç yüz kusur dosyanın ihtiva edildiği bu arşiv, sigara kâğıtlarına bile notlar düşülerek toparlanmış. Koç, bu arşivdeki el yazısının okunmasının zorluğundan da söz açtı. Üstelik tasnif edilmemiş. Dördüncüsü Süheyl Ünver, beşincisi ise Konyalı arşiviymiş. Konyalı arşivinde onbinlerce fotoğraf olduğunu belirtti. Son olarak Muallim Naci arşivini dillendirdi.
Eski İstanbul'dan kareler
Bütün bu arşivlerin düzensiz, okunmasının zor ve işlenmemiş olmalarından da bahsetti, Mustafa Koç. İstanbul'un dini ve sufi hayatı üzerine çalışmalarda bulunan Mustafa Koç'un bu konuşması çalışmasının bir bölümü olan Dülgerzade Camii'ne ayrılmış. Koç, konuşmasında bu ayrımın üzerinde özellikle durmadı ancak camii etrafında verdiği malumat dinleyicileri böyle bir düşünceye götürüyordu. Dülgerzade Camii'nin konumunu sinevizyonda fotoğraflar ve haritalar eşliğinde gösteren Mustafa Koç, caminin bulunduğu caddenin tarihteki öneminden ve cami çevresindeki yapıların Cumhuriyet sonrası İstanbul'unda nasıl tarumar edildiğinden bahsetti. Dülgerzade Camii İstanbul'un en kadim caddesi üzerinde bulunuyor. Bu cadde Ayasofya'dan başlayıp, Edirnekapı'da son buluyor. Bugünkü tramvay yolundan farklı olarak. Beyazıt'tan sonra cadde aslında Vezneciler'den devam ediyormuş. Fatih Camii'nin avlusundan geçiyormuş. Bir imparatorluğun mimarisinin üçte biri yok oluyor günümüze kadar. Dülgerzade Camii bu yıkımdan nispeten kurtulabilmiş.
Bu caddenin birçok özelliği bulunuyor. En başta ilim caddesi olarak kültür hayatımızda önemli bir yere denk geliyor bu cadde. Ondan fazla medrese adı sayıyor Mustafa Koç, bu cadde üzerinde bulunan. Birçoğu kalmamış tabii bu medreselerin. Sonra ticaret caddesiymiş. Kapalıçarşı ve Saraçhane oranın bir ticaret merkezi olduğuna işaret. Saraçhane, Osmanlı ordusundaki bütün atların savaşa çıkılmadan önce bakımlarının yapıldığı yermiş. Bu yönüyle de caddenin askeri bir cadde olduğunu söylüyor. Bunları saydıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının yapıldığı bölgeye ve bu bina yapımı sırasında yok edilen tarihi yapılardan söz açan Mustafa Koç, yine fotoğraflar eşliğinde ortadan kaldırılan kurumları saydı. 1950'lerde İstanbul'un en güzel medresesi, belediye binasının olduğu bölgeden, çevrenin estetiğini bozuyor iddiasıyla yok edilmiş. Bugün Fatih'in heykelinin bulunduğu meydanda Firuzağa Camii bulunuyormuş. Ayazağa Camii, Karagöz Mescidi, Haşim Paşa Konağı, Haydarhane Tekkesi, Abdülhalim Medresesi de bu yıkımdan nasibini alıyor. Bunların hemen sırasındaki Amcazade Külliyesi şükür ki kurtarılabiliyor. Acemoğlu Hamamı da durmasına rağmen kimse tarafından fark edilemiyor çünkü önünde bir duvar bulunuyor... Bunların hemen yanında da konuşmanın kahramanı Dülgerzade Camii geliyor. Dülgerzade Camii'nin önceki haliyle ilgili fotoğraflar gösterdi Mustafa Koç. Bu birkaç fotoğraf sayesinde nelerin bir anda yok edilebildiğine değindi. Mesela fotoğrafta yer alan bir su terazisinden dolayı bunların ne işe yaradığını anlattı. Eski İstanbul'da bunlardan çokça varmış. Suyun dengesi ve havalandırılması için kullanılıyormuş.
Mezar taşlarındaki tarih
Caminin haziresinden baninin mezar taşını okuyan Koç, mezar taşlarında geçen hoca ifadesinin bildiğimiz manada sadece hoca anlamına gelmediğini söyledi. Hoca aynı zamanda tüccar demekmiş. Mezar taşına bakılmadan bir mimari yapının çalışılmaması gerektiğine değinen Koç, bu caminin mezar taşını okuyarak banisinin Dülgerzade Hoca Mehmed değil Hoca Ahmed olduğunu kendisinin ortaya çıkardığından bahsetti. Dülger çatı aktaran kişi anlamına geliyormuş. Aile aslen Karamanlı. Karaman'dan İstanbul'a gelmişler. Ailenin bir kısmı Üsküp'e göçmüş. Dülgerzade ailesinden şairler çıkmış. 16. yüzyılda Üsküplü diye anılıyorlar. Bunlardan sonra camiyi kimlerin mescide çevirdiğini, ilk şeyhlerinin kimler olduğunu, caminin tekke kısmının bugün tuvalet olarak kullanıldığını da anlattı. Caminin önceleri mescid olarak inşa edildiğini, bir kısım yangınlar geçirdiğini, tekke kanunu çıktıktan sonra da kapatıldığını söyledi.
Aralarda ek bilgiler de veren Mustafa Koç, bugün Millet Kütüphanesi'nin yanındaki Saray Muhallebicisi'nin bulunduğu binanın dördüncü katında bir zamanlar Halil Paşa Camii'nin kubbesinin bulunduğunu orada zikirler çekildiğini hatırlattı. Bugün oranın düğün salonu olarak kullanıldığını söylemeyi de ihmal etmedi. İstanbul'daki eski mezar taşlarının birçoklarının taşımayla bugünkü yerlerinde olduklarından da bahseden Koç, altlarında cenaze olmadığını söyledi. Bir külliyenin haziresindeki mezar taşlarının araştırmalar sırasında yanıltıcı olabileceğini söyledi. Mustafa Koç, zamanın darlığından dolayı konuşacaklarının sadece giriş kısmını anlatabildiğini söyledi. Biz de buraya kadar dinlediklerimizle iktifa etmek durumunda kaldık. Mustafa Koç, Osmanlı kültürüne ve eski yazma eserlerine vukufiyetiyle biliniyor. Bize de onun yazdıklarını, konuşmalarını takip ederek istifade etmek düşüyor.
hayatimizanket- Admin
- Mesaj Sayısı : 418
Kayıt tarihi : 11/02/10
Yaş : 41
Nerden : İSTANBUL PENDİK
motosiklet forumdaki üyelerin karakteri...
motosiklet forumdaki üyelerin karakteri...:
Similar topics
» İstanbul'da feci kaza
» İstanbul Park'ta Mutlu Son 06.03.2010 12:06:00
» Barla’da Diriliş, İstanbul’da sahne!
» Kabuk Gemi İstanbul Boğazından Geçti
» İstanbul’un 'Miras'ı okurlarla 07 MART 2010 PAZ 00:40
» İstanbul Park'ta Mutlu Son 06.03.2010 12:06:00
» Barla’da Diriliş, İstanbul’da sahne!
» Kabuk Gemi İstanbul Boğazından Geçti
» İstanbul’un 'Miras'ı okurlarla 07 MART 2010 PAZ 00:40
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Haz. 02, 2010 8:06 pm tarafından hayatimizanket
» Facebook'un Google'ı bitirme planı
C.tesi Nis. 24, 2010 2:12 pm tarafından hayatimizanket
» Nihat Genç bombaladı
C.tesi Nis. 24, 2010 1:49 pm tarafından hayatimizanket
» Galatasaray- Bursaspor 82. randevuda
C.tesi Nis. 24, 2010 1:44 pm tarafından hayatimizanket
» Jet Fadıl Almanya'da
C.tesi Nis. 24, 2010 1:33 pm tarafından hayatimizanket
» Amatör Sporlar Güney Amerika şanssız geldi
Perş. Mart 11, 2010 3:04 pm tarafından hayatimizanket
» Amerikan çalımı 10 MART 2010 ÇAR 01:25
Çarş. Mart 10, 2010 8:41 am tarafından hayatimizanket
» Geç mi kaldım? 10 MART 2010 ÇAR 01:55
Çarş. Mart 10, 2010 8:30 am tarafından hayatimizanket
» Güvenliğimiz için 10 MART 2010 ÇAR 01:20
Çarş. Mart 10, 2010 7:49 am tarafından hayatimizanket
» “HSYK, hakim ve savcı bağımsızlığını tehdit ediyor” 10 MART 2010 ÇAR 00:09
Çarş. Mart 10, 2010 7:43 am tarafından hayatimizanket
» Depremzedeler soğukla mücadele ediyor 10 MART 2010 ÇAR 00:12
Çarş. Mart 10, 2010 7:39 am tarafından hayatimizanket
» Şemdinli’de yine mayın 1 asker daha şehit 10 MART 2010 ÇAR 00:05
Çarş. Mart 10, 2010 7:35 am tarafından hayatimizanket
» Dünyanın En Büyük 3. Tohum Gen Bankası Açıldı
Ptsi Mart 08, 2010 4:17 am tarafından hayatimizanket
» AK PARTi GRUP TOPLANTISI 02.03.2010
Ptsi Mart 08, 2010 4:14 am tarafından hayatimizanket
» Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Kuruluş Yıldönümü
Ptsi Mart 08, 2010 4:13 am tarafından hayatimizanket
» Türk Patent 2009 Ödül Töreni Başbakan Erdoğan:"Dünya Küçülüyor, Fakat Türkiye Büyüyor"
Ptsi Mart 08, 2010 4:09 am tarafından hayatimizanket
» ****** Havaalanı'nda yangın
Ptsi Mart 08, 2010 3:00 am tarafından hayatimizanket
» Linçten nasıl kurtuldular?
Ptsi Mart 08, 2010 2:56 am tarafından hayatimizanket
» Kara kış geri geldi
Ptsi Mart 08, 2010 2:47 am tarafından hayatimizanket
» Mary Wollstonecraft, İnsan Hakları ve Kadın Hakları Üzerine 04/03/2010
Ptsi Mart 08, 2010 2:38 am tarafından hayatimizanket
» Diyarbakır’da yüksek gerilim 07 MART 2010 PAZ 02:25
Ptsi Mart 08, 2010 1:53 am tarafından hayatimizanket
» İstanbul’un 'Miras'ı okurlarla 07 MART 2010 PAZ 00:40
Ptsi Mart 08, 2010 1:50 am tarafından hayatimizanket
» Dalıştan Ertuğrul Fırkateyni çıktı 07 MART 2010 PAZ 00:45
Ptsi Mart 08, 2010 1:47 am tarafından hayatimizanket
» ‘Kayıp Ruhlar Kıraathanesi’ kitabının yazarı Recep Şükrü Güngör Şiir şah, hikâye vezir 08 MART 2010 PZT 00:30
Ptsi Mart 08, 2010 1:44 am tarafından hayatimizanket
» Kilise’nin gençlik sorumlusuydu, sorularının cevabını İslam’da buldu ‘O Müslüman’ı gördüm ve İslam’a döndüm’ 07 MART 2010 PAZ 00:00
Ptsi Mart 08, 2010 1:40 am tarafından hayatimizanket
» Hava sıcaklıklarında önemli değişim 07 MART 2010 PAZ 15:32
Ptsi Mart 08, 2010 1:34 am tarafından hayatimizanket
» AGD Genel Başkanı İlyas Tongüç Medeniyetimizin lügatında soykırım yok 08 MART 2010 PZT 01:05
Ptsi Mart 08, 2010 1:30 am tarafından hayatimizanket
» Saadet Partisi Kadın Kolları Genel Başkanı Ayşenur Tekdal’dan Kadınlar Günü mesajı “Kadın artık reklam ve sömürü aracı olarak kullanılmasın” 08 MART 2010 PZT 01:10
Ptsi Mart 08, 2010 1:27 am tarafından hayatimizanket
» Kaostan çıkış reçetesi 08 MART 2010 PZT 01:15
Ptsi Mart 08, 2010 1:24 am tarafından hayatimizanket
» Rezil Oyun Bitsin Artık 08 MART 2010 PZT 01:20
Ptsi Mart 08, 2010 1:21 am tarafından hayatimizanket
» O da insan! 7 Mart 2010, Pazar
Paz Mart 07, 2010 8:08 am tarafından hayatimizanket
» USF-1 Formula'dan çekildi 04 Mart 2010 Perşembe 15:07
Paz Mart 07, 2010 7:52 am tarafından hayatimizanket
» Schumacher heyecanla bekliyor 06 Mart 2010 Cumartesi 21:23
Paz Mart 07, 2010 7:50 am tarafından hayatimizanket
» Sağlam olaylı maçı değerlendirdi 07 Mart 2010 Pazar 00:00
Paz Mart 07, 2010 7:44 am tarafından hayatimizanket
» Trabzonspor son dakikalarda coştu 07 Mart 2010 Pazar 00:01
Paz Mart 07, 2010 7:41 am tarafından hayatimizanket
» Diyarbakırlı eski futbolcu acı konuştu 07 Mart 2010 Pazar 00:01
Paz Mart 07, 2010 7:38 am tarafından hayatimizanket
» İstanbul Park'ta Mutlu Son 06.03.2010 12:06:00
Paz Mart 07, 2010 7:27 am tarafından hayatimizanket
» Müslüman mucidler nerede? 07 MART 2010 PAZ 02:45
Paz Mart 07, 2010 6:47 am tarafından hayatimizanket
» Kadınlar diri diri gömülüyor! 07 MART 2010 PAZ 02:50
Paz Mart 07, 2010 6:45 am tarafından hayatimizanket
» Kapitalizmin dini imanı paradır 07 MART 2010 PAZ 02:55
Paz Mart 07, 2010 6:43 am tarafından hayatimizanket
» Bakan bombaladı: "Halkımız rezaleti canlı izledi"
Paz Mart 07, 2010 5:14 am tarafından hayatimizanket
» ******: "Açılımlar iflas etmiştir..."
Paz Mart 07, 2010 5:04 am tarafından hayatimizanket
» AİHM'den KKTC lehine tarihi karar
Paz Mart 07, 2010 5:01 am tarafından hayatimizanket
» Mescidi Aksa’yı bekleyen büyük tehlike 06 MART 2010 CMT 11:16
Paz Mart 07, 2010 3:11 am tarafından hayatimizanket
» Trabzonspor 1 G.Birliği 1 CANLI 06 Mart 2010 Cumartesi 18:38
C.tesi Mart 06, 2010 7:58 pm tarafından hayatimizanket
» "Tarih yeniden yazılıyor" 06 Mart 2010 Cumartesi 12:04
C.tesi Mart 06, 2010 7:48 pm tarafından hayatimizanket
» Diyabakır'da olaylı maç 06 Mart 2010 Cumartesi 15:20
C.tesi Mart 06, 2010 7:43 pm tarafından hayatimizanket
» Emniyet amirine tutuklama 06 Mart 2010 Cumartesi 11:01
C.tesi Mart 06, 2010 7:39 pm tarafından hayatimizanket
» Trakya'da kar yağışı başladı 06 Mart 2010 Cumartesi 12:50
C.tesi Mart 06, 2010 7:25 pm tarafından hayatimizanket
» HÜKÜMET'İ UYARDI 05/03/2010 / 17:30
Cuma Mart 05, 2010 9:15 pm tarafından hayatimizanket