Başbakan cevapladı

Siyaset Meydanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı ağırladı. Programda Ali Kırca ile gazeteciler İsmail Küçükkaya, Mehmet Barlas, Vahap Munyar'ın bulundu. Başbakan Erdoğan canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Erdoğan'a sorulan ilk soru ise TEKEL işçileri konusunda oldu.

İşte Erdoğan'ın sözleri;

Biz 4 C'yi rehabilite etmeye çalıştık. Bunu da yine sendikalarla birlikte yaptık. Bu durum özelleştirme konusunda iş akti feshedilen işçilere böyle bir çözüm bulduk.

KAMUOYU ANKETLERİ VE AK PARTİ

Şu anda devam eden bir anket var. Biz sadece bir firmayla anket yapmıyor bir kaç tanesiyle aynı anda yapılıyor ve böylelikle çaprazlıyoruz. Önümüzdeki haftadan itibaren milletvekillerimiz ve bakanlarımız tüm yurt genelini gezmeye başlayacak.

BAHÇELİ'NİN SÖZLERİ VE MEDYA İLİŞKİLERİ

Bugüne kadar ben isim vererek konuşmadım, mecbur kalmadıkça. Bir kere Doğan ile ilgili gelişmeler Maliye konusunda farklı yönlere gitti. Bu konuda Avrupa Parlemantosu'na kadar gitti raporda da belirtildi. Avrupa'nın neresine giderseniz gidin böyle bir olay olsun yer yerinden oynar.

Dedim ki partimize karşı eğer yalan yanlış davranıyorlarsa partililerimize siz de tavrınızı alın dedim. Bunun dışında bir şey söylemedim.

Biz yatırımlar yapıyoruz. Medyanın birçoğunda hepsi orada bulunurlar milyon dolarlık yatırımlar orada yer almaz. Çıkarın bana. En son bakın Bozhüyük aynı gün Sakarya bir gün önce Elmadağ sonra Osmaniye! Dün ben uzun bir aradan sonra GAP'ı topladım. Acaba medyada ne kadar yer aldı.

GATA MESELESİ

Bunu daha da magazinsel hale getirmemek gerekiyor. Bu nedenle de bunu daha konuşmak istemiyorum. Umarım bundan sonra da böyle olmasın.

İNTİHARLAR

İnsani olarak baktığımızda üzücü bir olay. Hele hele böyle noktalara gelen insanların intihar etmeleri ayrıca düşündürücü. Burada herhalde psikolojik olarak çok ciddi tahrik mi var tahribat mı var bunu değerlendirmekte zorlanıyorum. İnsani olarak bazı yakıştırmalar yapılmasına üzülüyorum. Bunların sürekli olarak elden ele dolaşması bunlar doğru şeyler değildir. Bunları doğrusu insan olarak doğru bulmuyorum. Bunların bedelleri ortada. Tabii intihar olayı da ayrıca düşündürücü.

ERGENEKON DAVALARI

Sayın Barlas bunun tasarrufu Adalet Bakanımda değil ki! Bu tamamen yargının meselesi. Yargıda Adalet Bakanımın herhangi bir tasarrufu yok. Bir görüşme yaptığı zaman nihayet bunu Cemil Bey'de yaşadık neler söylediler. Zaten Adalet Bakarım bu konuda çok hassas. Bizim temennimiz şudur gecikmiş adalet adalet değildir. Biz yürütme olarak yargının talebi neyse onu yerine getirdik. Çetelerdi mafyalardı bunları gördük. Yargı neyi isteğiyle güvenlik güçlerimiz yerine getirdi.

BAŞBUĞ'UN AÇIKLAMALARI...

Şimdi tabii ben basın üzerinden Genelkurmay Başkanımla görüşmem. Zaten rutin olarak haftalık görüşmelerim var bunu sorabilirim. Hatta telefonla da bunu sorabilirim. Aramızda özel telefon var arayarak söyleyebilirim. Ama tüm mesele zaten bu tür meseleleri biz haftalık olarak aramızda paylaşıyoruz. Medya üzerinden konuşmayı doğru bulamam.

Ali Kırca: Bu telefon dinlenebilir mi?

Erdoğan: Bu telefonun dinlenmediği söyleniyor.

BUNUN ALTINDA İMAM HATİP YATIYOR

Danıştay'ın aldığı kararla ilgili kimse söylemiyor ama İmam Hatip meselesi var. Bu çok çirkin bir mevzu. Bu insanlar sınavla oraya giriyor elini kolunu sallayarak gitmiyor ki! Amerika'da da bakın böyle bir durum yok.

Şimdi İmam Hatip Okulu'na giden herkes imam ve hatip olmak için gitmiyor. Bizim dönemimizde İmam Hatip'i bitirdikten sonra bir de lise bitirdik. İki lise bitirdik Eyüp Lisesi'nde 6 derse sınava girdim. Dini bir eğitim almak kendimi geliştirmek için gittim. Yani her babanın düşüncesi tasarrufları olmuştur. Adını ne koyarsanız koyun ama tabelaya takılıp takılmamalıyız. İmam Hatip'te hangi dersler okutuyor, saldıranlar bilmiyorlar bunları. İmam Hatip'te Kur'an, Hadis gibi dersler gösteriyoruz. Yüzde olarak bakarsanız diğer liselerin müfredatlarından daha fazla ders gösteriliyor. Sonra sınava girince aynı sorular önümüze geliyor. İmam Hatip Liseliler de biz diğer liseler gibi 6 değil 7 sene eğitim görüyoruz. Bu takıntıyı geride bırakmalıyız.

BUNUN ALTINDA İMAM HATİP YATIYOR

Danıştay'ın aldığı kararla ilgili kimse söylemiyor ama İmam Hatip meselesi var. Bu çok çirkin bir mevzu. Bu insanlar sınavla oraya giriyor elini kolunu sallayarak gitmiyor ki! Amerika'da da bakın böyle bir durum yok.

Şimdi İmam Hatip Okulu'na giden herkes imam ve hatip olmak için gitmiyor. Bizim dönemimizde İmam Hatip'i bitirdikten sonra bir de lise bitirdik. İki lise bitirdik Eyüp Lisesi'nde 6 derse sınava girdim. Dini bir eğitim almak kendimi geliştirmek için gittim. Yani her babanın düşüncesi tasarrufları olmuştur. Adını ne koyarsanız koyun ama tabelaya takılıp takılmamalıyız. İmam Hatip'te hangi dersler okutuyor, saldıranlar bilmiyorlar bunları. İmam Hatip'te Kur'an, Hadis gibi dersler gösteriyoruz. Yüzde olarak bakarsanız diğer liselerin müfredatlarından daha fazla ders gösteriliyor. Sonra sınava girince aynı sorular önümüze geliyor. İmam Hatip Liseliler de biz diğer liseler gibi 6 değil 7 sene eğitim görüyoruz. Bu takıntıyı geride bırakmalıyız.

YUNANİSTAN'IN DURUMU

Şu anda Yunanistan, AB'den ciddi bir yardım alacak. Orada sendikalar direniyor. İşte Türkiye böyle bir hale gelmemeli. Biliyorsunuz şu anda KKTC'de de aynı durum var.

Öncelikle AK Parti iktidarı kesinlikle seçim ekonomisine gitmeyecek. Biz istikrar ve güveni kaybetmenin hiçbir zaman rehaveti içerisine gitmedik. Bunun için mali disiplinden taviz vermedik. Birde süresi içerisinde seçim yapmayı bizim iktidarımız zamanında öğrendi öğrenecek. Şimdi istikrar dönemindeyiz.

SEÇİME GİDİLİYOR, SİYASİ BİR KARGAŞA OLUR MU? (Ekrem Dumanlı- Zaman)

2009 artık geride kaldı. Biliyorsunuz bu bir küresel finansal bir kriz. Şu anda Türkiye'deki değerlendirmesini yaptığınız zaman şu anda finans sektörü, en karlı sektörü konumunda. Çok çok iyi bir konuma geldi. Finans sektörü şu anda Batı'ya açıldığı gibi aynı zamanda alımlara da başladı. Ben mesela bugün bir patronla görüştüm. Şimdi isim vermiyeyim ama diyor ki Avrupa'da 100'e yakın şube açıyorum. Böyle bir adım atılması alkışlanacak bir girişimdir.

Bir başkasına bakın yeniden banka sektörüne giriyor.

IMF GÖRÜŞMELERİ

IMF ile ilgili görüşmelerde artık neredeyse iki yılı dolduruyoruz. Bu iki yıl içerisinde biz IMF ile olan görüşmelerimizi kararlılıkla sürdürdük. Ve tam aksine dünyadaki finans krizi gündeme gelince bizimde mevcut bir durumuzda erteleme söz konusu olduk. Biz göreve geldiğimizde 23.5 milyar dolar bir borcumuz vardı ve bunu 7 milyar dolara kadar indirdik. Buradaki görüşmelerde arkadaşlarımız iyi bir konumda olduğumuzu söylüyor. Hiç borçlanmasak ne olur? Bu da olur. IMF ile görüşmelerimizde biliyorsunuz IMF bir akretide kuruluşu. Bu devam ederse özellikle ikinci ülkelerle olan ikili ilişkilerimiz artar. Bunu da bırakın biz IMF'in ortağıyız ve öyle böyle değil güçlü ortağıyız. Biz bir devlet olarak eğer parayı nerede ucuz buluyorsam tabii ki IMF'ten parayı satın alırım. Eğer iç borçlanmada daha pahalı oluyorsa neden IMF ile yapmayayım ki!

Ben bir zamanlar sendikacıydım. Belediye İş Sendikası... Sayın Kumlu bunu bilir ne kadar zam verdiğimi. Bakın Kocaeli Belediyesi AK Partili bir belediye. Bizden SEKA'ya ait tüm araziyi istedi aynı zamanda SEKA'nın tüm çalışanlarını alayım dedi. Bizde bu araziyi devrettik ve o devasa araziyi SEKA parkı haline getirdi. Bunu başardık karşılıklı olarak.

Aynı şeyi İzmir'de CHP'li belediye açıkça söylüyorum. Onlar işten çıkardı ve belediye herhangi bir hamle yapmadığı gibi orada böyle bir duyarlılıklarını görmedik.

Aynı zamanda Diyarbakır Belediyesi... Aynı uygulamayı yapsın dışarıda olanları alsın.

Biraz da sürpriz olarak ben karşıladım. Evimin altında bir çalışma ofisim var orada karşıladım bayağı da memnun oldular.

Hatta bir tanesinin bir yıl kalmış emekliliğine. Onları konuştuk ve yardımcı olmaya çalıştık. Memnun olarak ayrıldılar. Dediğim gibi bu ay sonuna kadar burada bu eylem bu şekilde devam ederse artık hukuk neyi gerektiriyorsa yasal yetkimizi güvenlik güçlerimizle kullanacağız. Bunlar Ankara'ya yakışan şeyler değil.

Ekrem Dumanlı: Bir bakan PKK bile karıştı diyor.

Erdoğan: Hayati Bey sonra bunu düzelten bir açıklama yaptı.

Tazminatlarını alacaklar iş veriyoruz.

Bana şu teklif yapılıyor. Mesela diyorlar ki İzmir'de mi çalışıyor gönderin Uşak'a Hakkari'ye gönderin nasıl olsa oraya gitmeyecek böylelikle de işsiz kalacak diyor. Bunu söyleyen sendikalar var. Ben de buna hayır diyerek benim adalete uygun değil dedim. Biz nerede çalışıyorsa oradaki kamu kurumuna göndereceğiz. Eğer yoksa en yakın yere göndereceğiz.

Erdoğan: Bu aslında bir kırılma noktası. Böylelikle bir sendika her ay çok büyük bir parayı kaybediyor. Bu da yıllık 7.5 trilyon gibi bir rakama denk geliyor.

Mehmet Barlas: Bunlar işçiler 8000 bin işçi ideolojik dediniz. Sonunda iş sanki tüm işçi sınıfıyla karşı karşıya gelmesi gibi oldu. Bunu üç sene daha uzatsaydınız ne olurdu?

Geçici işçiler vardı onları da biliyorsunuz kadrolu yaptık. Bunu da yapan bu iktidar oldu. KEY ödemelerini yaptık. İşçinin ve memurun hakkını kolladık ama yaptığımız işte de gerçekçi olalım.

Özelleştirme modellerin tamamında personel zorunluluğu var. Bunların tamamı en az üç yıl garantili. Eğer ondan sonra çıkarılırlarsa da iş kanuna göre ihbar ve kıdem tazminatını ödemek zorundalar. Düşünün biz bunlara her ay 40 trilyon ödeme yapıyoruz. Kimin hakkını kime veriyoruz.

Şu anda zaten yapılan uygulama yasal değil. Medyanın bu olayı saptırması nedeniyle çok farklı mecralara taşındı. Bu yasal olmadığı gibi bizde yasal haklarımızı kullanmadık.

Bizden istenmemesi gereken bir şey istenirken bu kadar işsiz varken asgari ücreti bekleyen nice aileler varken biz 650 lira olan ücretleri 900'a kadar tırmandırdık. Bundan sonra zamlarda olacak, dondurulmuyor. Böyle bir tabloda bu tür çirkin olaylar oldu. Ben tabii burada bir grupta olsa kalmalarını istemiyorum. Bu ayın 1'i itibariyle üzerinde tasarrufta bulunan 8000 bini aştı. Biz burada bir adım daha atmış oluyoruz. Uygulamada 4C'ye başvuranların sayısı ise 800'ü aştı. Ay sonuna kadar başvuranlar iş sahibi olacak ancak eğer başvurmazlarsa ne yazık ki başka yerde iş bulacaklar.

SEÇİM BARAJI KONUSU

Seçim barajları konusunda bence Türkiye'nin hazır olmadığı bir konu. Türkiye kualisyon dönemlerine alışkın bir ülke ancak bu dönemlerin zararı dokunmuştur. Tek parti iktidarları dönemlerine bakarsanız tek partili iktidarları buralarda Türkiye'nin ciddi bir tırmanış dönemine gittiğini görürsünüz. Bunları bizzat inceledim ve bunların olumsuzluklarını gördüm. Şimdi böyle bir oyun oynanmaya çalışılıyor. Türkiye'yi böyle bir noktaya götürümeyiz.

Önümüzdeki seçimlere yüzde 10'luk barajla gideceğiz.

CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN AÇIKLAMALARI

Öncelikle bir defa işe şuradan başlıyalım: Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamalarında neyin ne olduğunu sadece medyada takip edip bizzat dinlediğim şeyler değil. Toptan değişiklik konusunda Sayın Cumhurbaşkanımızın değerlendirmesi doğrudur. Kısmi mesele de her zaman yapılmıştır yapılacaktır.

Görev süresi meselesine gelince Sayın ****** biliyorsunuz bu memlekette herşeyi rejim meselesine taşımaktadır. Başı ne zaman sıkışsa rejim meselesine sığınmaktadır ancak ona buradan ekmek çıkmaz. Biz bu meseleyi halka götürdük bunu kimse becerememiştir. Bunların muhalefetine rağmen biz bunu çıkardım. Şimdi referandumdan ne çıkar ona bakacağız. Yüksek Seçim Kurulu var ve bu konuda nasıl bir karar verecek ona bakacağız. Böyle bir konuya Cumhurbaşkanlık makamına götürmek karıştırmakta doğal değildir. Yüksek Seçim Kurulu konusunda da açıkça bilmiyorum ama öyle olduğunu düşünüyorum.

ÜNİVERSİTE MESELESİ

İlber Hocamı Topkapı'daki görevine ben getirdim. Bizim üzüldüğümüz şu dur. Keşke basına yansıyan bir şekli olmasa da böyle bir itirazı varsa bunu bize direkt söylemiş olsaydı. Bizim de bu konuda argümanlarımız var. Halkımız bize şunları söylüyor: Benim ilimde neden üniversite yok. Kalkıpta ben senin ilini küçük görüyorum şundan bundan dolayı yapmıyorum diyemessiniz.



Eskiden Ankara taşra olarak söyleniyordu. Gaziantep'i 10 yıl öncesine bir kıyaslayın. Şu anda mukayese edilemez bir Gaziantep var. Şu anda Gaziantep'te eskiden bir üniversite vardı şimdi iki tane vakıf üniversite var. Birde özellikle belediye yönetmeye benzemez tabiri beni çok çok üzdü. Bu çok farklı birşey. Böyle bir şeyi ben doğrusu hiç hocama yakıştıramadım. Hocam eğer belediyeciliği biliyorsa o zaman otursun benimle tartışsın. Konu belediyeciliğe gelince otururuz konuşuruz.

AVRUPA BİRLİĞİ

Ben şimdi 27 üykenin büyükelçiyle yemek yedik. Benim baş müzakerecim fellik fellik geziyor. Dışişleri Bakanım aynı. Yoğun bir çalışmanın içerisindeyiz. Yani Avrupa Birliği'nde her ne kadar bizi oyalıyorlarsa da farklı alanlarda farklı çalışmalar yapıyoruz. Düşünebiliyor musunuz Mevlüt Bey'e destek vermiyorlar ve buna rağmen seçiliyor. O milletvekilinin yapacağı çalışma bizi çok farklı noktaya götürecektik. Şimdi İspanya'nın dönem başkanlığındayız inanıyoruz daha farklı bir noktaya gelecektir. Sonra Belçika'nın dönem başkanlığını yaşanacak buna göre önlem alıyoruz. Biz kaybediyoruz ancak Avrupa Birliği de kaybediyor. Bence kaybediyorlar.

Avrupa Birliği'nden olumlu bir gelişim Türkiye'de toparlanma yaşanacaktır.

VALİ'YE VERİLEN CEZA

Tunceli Valisi'ne verilen karar konusunda şahsi olarak üzülürüm. Yargı kararını vermiş sonucunda...

SEÇİM BARAJI KONUSU

Seçim barajları konusunda bence Türkiye'nin hazır olmadığı bir konu. Türkiye kualisyon dönemlerine alışkın bir ülke ancak bu dönemlerin zararı dokunmuştur. Tek parti iktidarları dönemlerine bakarsanız tek partili iktidarları buralarda Türkiye'nin ciddi bir tırmanış dönemine gittiğini görürsünüz. Bunları bizzat inceledim ve bunların olumsuzluklarını gördüm. Şimdi böyle bir oyun oynanmaya çalışılıyor. Türkiye'yi böyle bir noktaya götürümeyiz.

Önümüzdeki seçimlere yüzde 10'luk barajla gideceğiz.

AK PARTİ BİRİNCİ PARTİ

Şu anda Türkiye'de en güçlü teşkiyatlara sahibiz. Çok yoğun bir süreçte devam ediyorlar. Mesala bir siyasi akademesi olayı var ki patanti bize aittir. Seneye bugünlerde seçim sürecine gireceğiz. Zaten şu anda ön hazırlıkları ilgili birimler tarafından yapılıyor. Tüm mesajlarımızı orada vereceğiz. Biriken açılışlarımız var onları gerçekleştiriyoruz. Evlere kadar bire bir onları anlatıyorlar.

Şu anda şunları söylemek çok erken ama en güçlü partiyiz ve birinci olacağız.

ÜNİVERSİTE MESELESİ

İlber Hocamı Topkapı'daki görevine ben getirdim. Bizim üzüldüğümüz şu dur. Keşke basına yansıyan bir şekli olmasa da böyle bir itirazı varsa bunu bize direkt söylemiş olsaydı. Bizim de bu konuda argümanlarımız var. Halkımız bize şunları söylüyor: Benim ilimde neden üniversite yok. Kalkıpta ben senin ilini küçük görüyorum şundan bundan dolayı yapmıyorum diyemessiniz.

Eskiden Ankara taşra olarak söyleniyordu. Gaziantep'i 10 yıl öncesine bir kıyaslayın. Şu anda mukayese edilemez bir Gaziantep var. Şu anda Gaziantep'te eskiden bir üniversite vardı şimdi iki tane vakıf üniversite var. Birde özellikle belediye yönetmeye benzemez tabiri beni çok çok üzdü. Bu çok farklı birşey. Böyle bir şeyi ben doğrusu hiç hocama yakıştıramadım. Hocam eğer belediyeciliği biliyorsa o zaman otursun benimle tartışsın. Konu belediyeciliğe gelince otururuz konuşuruz.